22 Ocak 2016 Cuma

DEĞİRMENCİLİK ÜZERİNE


1.       Değirmencilik sektörünün kalifiye iş gücü sorununun boyutları ve sektöre etkileri:

Yıllardır süre gelen bu problemin çözümlenebilmesi için son yıllarda ciddi bir uğraş devam etmektedir. İş dünyası, sanayi, üniversiteler, kamu bu sorunu çok yakinen bilmektedir ve birşeyler yapmak için amimi çalışmalarda da bulunmaktadırlar. Yani, kritik aşılmıştır, şimdi bu insan gücünü ortaya kısa zamanda çıkartmakla ilgili kaygılar vardır. Türkiye, un, irmik, bulgur, bakliyat, makarna, pirinç gibi pek çok alt değirmencilik sektöründe alt yapı ve kurulu kapasite olarak dünyada en üst seviyelerdedir, ihracatçı konumundadır. Bilindiği üzere bu sektörler geleneksel ve klasik sektörlerdir. İnsanların ihtiyaç duyduğu temel gıdayı üretirler ve düşük kar marjları ile satış gerçekleştirirler. Mevcut pazarlarını koruyabilmek için verimli ve kaliteli üretim yapmak zorundadırlar. Yeni ve değişen pazarlar içinde yeni ürünler geliştirmek ve daha yüksek kar marjına ulaşmaları gerekir. Bunların tamamı nitelikli insan gücü ile mümkündür. Bu insan gücü halen sektörde yerini alamamıştır. Bunun pek çok sebebi olabilir ama görünen en güncel problem, bu sektöre hevesli eğitilmeye müsait yeni neslin gelmemesidir. Üniversitelerde açılan bu sektör yönelik bölümlere, sektörden burslar verilmesine rağmen kontenjanlar yeterince dolmamaktadır. Mezuniyet sonrasında da işyerleri bu mezunları almaya hazır olmasına rağmen maalesef bu mesleğe aday gençlerin bilinç altındaki tabular yıkılamamaktadır. Her zaman söylediğim gibi  "değirmenci" kelimesinin acilen yeni bir meslek ismi ile değirmesi gerekmektedir. Şuan en büyük sorun mesleki algı sorunudur. Dünyada çok saygın ve aranan bu meslek ülkemizde hala yeterli karşılığı bulmamıştır. 

Nitelikli ve eğitimli insan gücü olmayınca sektör alaylı ustalarla ve elemanlarla devam etmek zorunda kalıyor, tesisler çalışıyor ama mevcut üretim verimlerinde yeterli oranlara çıkamıyorlar. Firmaları ileriye taşıyacak eleman olmayınca da günü kurtarmaya yönelik faaliyetler devam ediyor. Özellikli, özel ürünler ve üst tüketici gurubuna hitap edecek üretimler gerektiğinde herşey deneme yanılma yoluyla yapılmaya çalışılıyor. Bu sektöre bilgi ve yetişmiş insan girmesi kaçınılmazdır. 


2-Eğitimsiz iş gücü nedeniyle sanayinin yaşadığı sorunlar ve kayıplar:

Sektördeki ana maliyeti hammadde oluşturmaktadır, bu maliyetin yanında enerji maliyetleri hariç, su giderleri, personel giderleri, sabit giderler çok büyük bir oran tutmamaktadır. Yani randumanı ne kadar üst seviyede tutarsanız rekabetçi hale gelebilirsiniz. Bununla beraber dünya emtia pazarlarını iyi takip edemiyor ve öngörülere göre pozisyon alamıyorsanız, hammaddeden gelen karı bir anda sıfırlayabilirsiniz. Değirmencilik sektörüne eğitimli insan kaynağı sdece üretim hattında gerekli olan insan gücü ile ilgili değildir. Sektörde ekonomist, lojistik, işletme, insan kaynağı yönetimi, finansman, satın alma, pazarlama gibi daha pre çok branştan nitelikli insan gücünün bulunması gerekiyor. 

Değirmencilik sektöründe çok ileri seviyede yerli ve ithal makineler var. Yerli makinelerin tasarım ve imalatında da yeterli kalifiye eleman bulunmamaktadır. Genellikle ithal makinelerin üretim hattında ciddi bir AR-GE ve inovasyon bulunuyor. Üst seviye bir makine aldığınızda onu kullanacak yetkin ve eğitimli elemanınız yoksa bir şey ifade etmiyor. Herşey elemanda kilitleniyor. Kalite kayıpları, üretim kayıpları, operasyon kayıpları kar marjı zaten düşük olan bu sektörde önemli bir yer tutuyor. 

Mevcuttaki hatların işletilmesinde bu soruna ek olarak, yeni ve inovatif ürünlerde bu kadrolarla sınırlı seviyede gerçekleştirilebiliyor. Bugün firmaların kaç tanesinde AR-GE departmanı bulunuyor, bunu düşünmek lazım. AR-GE demek, o firmanın geleceği demek, AR-GE demek insan kaynağı demek. 

3-    Değirmencilik sanayinde kalifiye iş gücü ihtiyacının en fazla olduğu alanlar:
Sektörün her alanında ve noktasında insan kaynağı yaşanıyor. Sektörün içerisinde mavi yakalılar var ancak beyaz yakalılar daha çok kurumsallaşma sürecindeki firmalarda pozisyon bulabiliyorlar. Değirmencilik sektörü beyaz yaka profesyoneller içinde alışık olmadıkları, tecrübelerini kullanabilecek sektörlere benzememektedir. Yani bu profesyonellerin bu sektörü öğrenmeleri ve bilgilerini kullanarak yeni sentezler yapmaları için zamana ve sabıra ihtiyaç vardır. Sentezler gerçekleştiğinde sektörde sıçramalar o zaman gerçekleşecektir. 

Sektörün en çok ihtiyaç duyduğu birimler, finansman, lojistik, satın alma, üretim ve uluslararası ticaret başta sayılabilir. Sektör şuan istediği an kalite ve AR-GE birimleri için nitelikli eleman bulabilecek durumdadır. Ülkede bu alanlar için yeterli eleman kaynağı vardır. Üretim hariç biraz önce saydığım diğer birimler içinde eleman istihdamı mevcuttur. İlk sıradaki açık üretim alanında nitelikli eleman sorunudur. Bu sorun, un, irmik, bulgur, bakliyat, pirinç, makarna gibi sektörlerin ortak sorunu olarak hala devam etmektedir. 


4-  Eğitimli ve kalifiye iş gücünün sektöre getireceği avantajlar ve katkılar:

1980'ler de bilgisayar ve otomasyon ortaya çıktığında dünyadaki sanayi sektörü çok sevinmişlerdi; "artık insana gerek kalmadı herşeyi bilgisayarlar ve makineler yapacak" diye. Ama olmadı, çünkü bu üst düzey makineleri, bilgisayarları kullanabilmek için de yine üst düzey yetişmiş insan kaynağı gereksinimi doğdu. Yani, makineler yetmiyor onları çalıştıracak elemanlara ihtiyaç var. Doğru bir eleman bir firmanın geleceğini inanılmaz şekilde değiştirebiliyor, bunun sektörde pek çok örneği var. Eğitimli ve nitelikli bir eleman öncelikle üretimin en üst seviyede (yüksek randuman, düşük maliyet) üretimini sağlar, kalite biriminde çalışan bir eleman hata daha olmadan üretimde doğru kalite kriterine sahip üretimin yapılmasını sağlar. Finansman ve ekonomi kökenli bir eleman dünya piyasalarını ve doğru zamanda doğru alımın veya satışın yapılmasını sağlar. AR-GE'de çalışan eleman firmanın geleceği ve sigortasıdır. Bu yüzyıldaki en önemli insan kaynağıdır. Lojistik elemanınız doğru ve uygun nakliyeden tutun sürecin doğru gerçekleşmesini sağlar. 

Şimdi söyleyeceklerimi firmalar çok dikkate almalıdırlar. Birincisi, firmalar bu sektörde çok hızlı büyüyor ve bir fil gibi artık ağacın altına sığmıyor, yani bu büyüklüğü ancak doğru elemanlarla yönetebilirsiniz. Kurumsallaşın ancak hantallaşmayın. Diğer husus ise 50 yıl önce üretim ve üretim hatları önemliydi. Artık üretim çok önemli olmaktan çıkmıştır, şimdi yönetim becerisi, AR-GE, finansman, lojistik beceri, insan kaynağı önemli hale gelmiştir. Oyunun kuralları bu yüzyıl için bu şekilde olacaktır. Uyamayan maalesef oyun dışı kalacaktır. 

Sektörde şu an %1 büyük rakamları ifade etmektedir, bu %1'i kalifiye insan gücü kazanca çevirebilecektir. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder