20 Mart 2016 Pazar

Radikal bir yazı

Radikal bir yazı;
Gaziantep gastronomi konusunda büyük bir başarı kazandı. Gastronomi kentlerinin en temel özelliği; lezzet, yemek kültürü, yemek teknikleri korumak ve gelecekte de gastronomi özelliğini bozmadan devam ettirmektir. 

Avrupa'daki bazı ülke ve şehirlerdeki fast-food ve kendilerine ait olmayan yemek türlerine sınırlama ve yasaklama getirirler. Genellikle biz daha çok yasaklanan döner ve kebap vs olduğu zaman kulak kabartır, tepki veririz. Aslında yasaklanan veya sınır getirilen sadece kebap/lahmacun/döner değildir. Suşi, Çin mutfağı, hamburger, cheeseburger gb şeylere de sınır/yasak getirilmesidir. Amaç, o bölgenin yemek dokusunun, özelliklerinin, lezzetinin ve kültürünün bozulmamasıdır. Zira, zincir lokantalar dünyanın diğer ucundan gelip lokaldeki kültürü yok ederek tek düze bir yemek kültürünü hiç fark ettirmeden o bölgeye yaymaktadır. Bu sebepledir ki, yeni gelen nesil çorba veya benzeri yöresel yemekler yerine hamburger, pizza severdir. 
Şehrin lokanta sektörü de bu global yemeklere göre dizayn edilmeye başlar. Asıl tehlike budur. Lokalin globale yenil düşmesidir. 

Gelelim radikal kısma; bizim için radikal ama dünya için aslında radikal bir şey değil. 
Gastronomi şehirlerinde fast-food veya farklı kültürlere ait yemek servisine müsaade edilmez. Bu sebeple de Gaziantep'in yemek kültürünün bozulmaması ve yenilmemesi için şehirde dış kaynaklı lezzetlere sınırlama getirilmesi artık gerekmektedir. 

Ne demek isteğimi anlamak için 1980'ler de İtalya'da gastronomi için önemli bir yere sahip bölgede hamburgerci açılmaması için büyük bir mücadele veren #CarloPetrini'yi, #Slowfood u incelemek gerekiyor. 

Ne kadar sevsekte gastronomi şehri için zincir fastfood ve bu bölgeye ait olmayan yemek kültürlerine kademeli sınırlama getirilmesinde şehir için fayda olacaktır. Aksi takdirde yakın zamanda hepimizin tek bildiği yemek ve lezzet pizza, hamburger olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder